Şimdilerde de bu ruh hali içerisinde kıvrım kıvrım kıvranıyorum.
Varolandan duyduğum ümitsizlik duygusunu yeni olanın vaatleri ile doldurmaya başladım. Ne ettiğimi bilmeden, iyi mi kötü mü diye sorgulamaya fırsat bile bulamadan daldım kapıdan içeriye.
Şimdi bakınıyorum sağa sola, biraz şaşkınım. İyi olacağına dair umutlarım, herşeyin yanıp küle dönüşme ihtimaline dair korkularım var. Umut ve korku duygularını antik çağlarımdan bu yana birarada yaşamadım. Özlemişim aslında. Umudun tam istediğim noktalara temas edip ürpertmesini, korkunun kaybetmemek için çaba sarfetmeye teşvik etmesini özlemişim.
Evet, kaybetmek istemiyorum. Hep olsun istiyorum. Hep... Sözlük anlamını tam bilmeden, ne kadar süreceğini bilmeden hep olsun istiyorum.