7 Ağustos 2019 Çarşamba

Boşluk

Adam, kendine sorduğu sorulardan yılmış, başkalarının cevaplarını duymanın kendisine iyi geleceğine inanmıştı şüphesiz... Bunun için  yıllardır merakını hiç cezbetmediği için sormadığı soruları  sordu kadına. Hiç olmadığı kadar ısrarcıydı üstelik. Önce şaşırdı kadın, neden soruyor, daha doğrusu neden şimdi soruyor diye düşündü, direndi ama sonrasında  döktü içinin kırık dökük, siyah beyaz ve gizli saklı anılarını ortalığa. Kendisine de iyi gelir belki diye umutlandı. Ama beklentiyi asgari düzeyde tutmaya meyilli aklı yine çok izin vermedi ona. Bazen bu işgüzar aklını bir şapkaymışçasına bir köşede bırakabilmeyi dilediği oluyordu ama şimdiye dek mümkün olmamıştı. Düşündü yine o aklı ile... "ne oldu şimdi?"dedi. "Daha mı akıllı ya da daha mı huzurlu oldun?" Uzun yıllar başkalarının düşüncelerine göre hayatına yön vermişti ama bir kaç senedir bu huyundan kurtulmaya çabalıyor, kimi zaman başarılı oluyor kimi zaman da  alışageldiği üzere "elalem ne der ?"kaygısıyla dolup taşıyordu.  Daha akıllı olmamıştı, daha huzurlu da değildi. Sadece iç sesi dile gelmiş olanı biteni bir çırpıda anlatmıştı. Üç cümleye sığdırarak anlattığı hikaye artık sanki başkasının hikayesiydi. Koskoca hayat üç cümleye sığmıştı. Hata mı değil mi sorgulanmıştı. Hayır hayır, huzurlu değildi, rahatlama hissinin esamesi okunmuyordu. İçi daha bir sıkılmış ama bir yandan da içinde bir şey kalmamıştı. "Şimdi ne olacak? " diye sordu kendine. "Boşluk ne ile dolacak?" Bunları düşünmekte sıkıldı, sıkıntıya gelemezdi zaten. Başka bir meşgale buldu o anda. Zaman geçti biraz. Sonra adam geldi aklına... ne yapıyor diye merak ederken uyuyakaldı.


...