12 Nisan 2018 Perşembe

Neden

Olmak istediğim hiç bir yer, yapmak istediğim hiç bir sey yok bu aralar.
Boşluğumda yankılanan sesler var sadece, ipsiz sapsız  konuşmalar, mesnetsiz kahkahalar...
Çokça sıkıldım kendimden. Kendimle savaşım bitemedi gitti.
Takıntılarım bile iç sıkıntımı geçirmek için aslında, yoksa kimse beni kendimden daha çok üzemez, kimselere vermem bu alandaki birinciliğimi.
En çok, en güzel ben öldürürüm kendimi.
Kendi kelimelerim en iğneli,
Kendi kuyularım en dipsiz...

Muhtaç olmamak ise tek avuntum.

//

dipsiz kuyular
en bulunmaz saklambaç köşelerim
birinde sobelensem
bir diğerine gömerim kendimi.
(u)mutsuzluk hissi öyle derin bir yarık ki gövdemde
kimse böyle ağır yaralamış olamaz beni
neredeyse tam kriminal bir cani işi
kansız hissiz duygusuz
kalp vicdan aşk
ne varsa çalınıp
açık bırakılmış bir yaranın izi adeta
en az bu yarık kadar karanlıklar
sığınabildiğim nadir limanlar
o yüzden kör kuyular

ihanet parçacıkları var tırnaklarımın arasında
sesimde çığlık çığlığa bağırışların buğulu  hırıltısı
kulağımda o çığlıkların çınlaması
nefesimde soğuk bir buhar
soludukça göğsümü kafesine yapıştıran

küçücük  kelimelerin kocaman heceleri
bir dev bir leblebi bir dehliz
ateşli gecelerin sirke kokulu
hep ayni desenli soguk mendilleri

fısıltıyla geri sayan bir sayaç
hep bir geç kalma hissi
hiç yetişememeye
nasıl bu kadar alışılamaz ki

soğuk sevdası
sokakları tenha kıldığından olmalı
yoksa titreme bir müptelalık mı
lastik botların altında gıcırdayan kar sesi
bir sevgili sesinden daha sevimli niye olsun ki

bunların hepsi delilikten
derinlikten
delip gecilmislikten
de da hallerinden
denmişlikten demişlikten

hikaye olacagina
romanlaştırmışlıktan
nasırlı  sözlerden
ağdalı cümlelerden

hiç bir mahalle bakkalında satılmayan
süpermarketlere para bırakmadığından raflarına katmadığı
yakınlarında kalmamışsa bulamayacağın yani
tahammülsüzlükten
tükettiklerinden
tükenmişlikten
...