“bugün hava ben gibi,
ruhum gibi,içim gibi
bulutların minik söküğünden
kaçamak sızan bir avuç güneş
bir biteni unutma,
bir geleni hatırla der gibi.
bir kenar perdede,
oyuncusu izleyeninden çok,
tüm ödüllere aday bir hayat filmi oynamakta
bir nefes duman,
bir yudum acı su,
korkudan teslimiyete köprüler uzatan ünsüz harfi bol kelimeler uçuşmakta.
bense günaydın diyorum...”
“Burdaysa hava yağmurlu bana rağmen
Ben bulut kadar yüklü olup yağamazken hava içini döküyor
ve ben hafif bir hasetlikle izliyorum.
bu sırada bir günaydın çıkagelip - Yağma, diyor
- Sen biriktirdiklerinle varsın, sensin
Boşver yağma, diyor.
Sonra sabahın bu en puslu, en çirkin haline rağmen
suratımın orta yerinde bir antidepresan gülümsemesi peydah oluyor.
Ne hoş...”